|
|
Sebnem Sonmez Haber ve Roportajlar |
|
|
Yazar |
Mesaj |
vahide ile mustafa
Moderatör
Yaş : 27
Kayıt tarihi : 04/10/08
Mesaj Sayısı : 109
Nerden : bulgaristan
İş/Hobiler : muzik-demi lovato,jonas brothersin hayraniyim
Lakap : nuray samuray
|
Konu: Sebnem Sonmez Haber ve Roportajlar Paz Ekim 05, 2008 6:21 pm |
|
|
Buraya Sebnem Sonmez haberlerini ve roportajlarini paylasabilirsiniz! |
|
|
|
vahide ile mustafa
Moderatör
Yaş : 27
Kayıt tarihi : 04/10/08
Mesaj Sayısı : 109
Nerden : bulgaristan
İş/Hobiler : muzik-demi lovato,jonas brothersin hayraniyim
Lakap : nuray samuray
|
Konu: Geri: Sebnem Sonmez Haber ve Roportajlar Paz Ekim 05, 2008 6:22 pm |
|
|
Ben oyuncunun leylek gibi gezenini severim 'Elveda Rumeli'nin çekimleri nasıl gidiyor? Memleketten ayrı kalmak zor geliyor mu size?
Gayet düzenli bir şekilde hiçbir şey aksamadan devam ediyor. Makedon ve Türk ekip, sonunda uyum sağladı. Gayet mutluyuz biz orada.
İlk iki bölümden anlaşıldığına göre farklı bir dizi oldu. Gelen tepkiler nasıl?
Birçok yönden farklı bir çalışma yapıyoruz. Hem Türk hem Makedon oyuncularımız var, duygusal yapısı da değişik. Ben ilk bölümü uçakta olduğum için izleyemedim ama Zerrin Sümer, Demet Akbağ gibi dostlarımdan çok güzel şeyler duydum. Dizinin müdavimi olduklarını, başka bir şey seyredemediklerini söylediler. İnternetteki yorumlardan ise 'Elveda Rumeli'nin sevildiğini gördüm.
Dizi sokakta da konuşulmaya başladı aslında. Özellikle öyle bir köyün olup olmadığı, hala öyle bir çarşının varlığını devam ettirip ettirmediği merak ediliyor. Size de bu tarz sorular geldi mi?
Tabii bunları bana da soruyorlar. "Çarşı ne kadar güzel. Hala öyle bir çarşı var mı?" dediler. En çok da dere çekimlerini merak etmişler. Evet, çamaşır yıkanan yer hala var ve biz o harika doğal dekorun önünde oynadık. Orayı gördükten sonra dizinin başka bir yerde çekilme ihtimali bence de yokmuş.
BENİM İÇİN SES ÖNEMLİ
Dizinin başarısında oyuncuların başarısının yanı sıra mekanlardaki gerçekliğin de etkisi var değil mi?
Aynı işi 'Türkiye'de benzer dokuda bir yerde çekebilir miydik?' soruları da vardı. 'Neden olmasın?' bile diyemedim. Çünkü asla olamazdı. El değmemiş bir yer orası. Gerçekten 1890'ların dokusunu bize hissettiren bir doğal atmosfer. Bundan vazgeçilmemesi gerekirdi. Bence de bu doğal ortam ekrana teknik müdahale etmeden yansıtılıyor. Bu harika bir şey.
'Fatma' karakterine nasıl hazırlandınız, ne gibi ön çalışmalar yaptınız?
Canlandırdığım karakter, benim kulağımda duyduğum melodi olur her zaman. Kendi içimde bir ses duymazsam, o karakteri çıkaramam. Benim için bu ses önemlidir. Kafam hep böyle çalışır. Ben bir ses bulamazsam, bir tavır da bulamam. Bu role hazırlanırken çok fazla insanla konuştum, onları çok dinledim. Nasıl davranıyorlar, birbirlerine baktım. Dil konusunda çok çalıştım. Dil hocamız Zekir Bey'le günde 8 saat çalıştık. 'Fatma' sevgi dolu olmasına rağmen sert ve otoriter bir kadın. İçindeki sevgiyi göstermeye hiç niyeti olmayan bir kadın oynamak zor...
HEIDI'NİN DEDESİ GİBİ
Normalde dizilerde bu tarz karakterlere 'kötü' damgası vurulur ama size kimse kızmadı. Nedir bunun sırrı?
Bu kadın çocuklarının iyi bir gelecek sürmesini istiyor. Çocuklarını bir ömür boyu korumak istemesinin, sevilmesinde etkisi büyük bence. Şefkatli bir kadın ama şefkatini göstermiyor. Heidi'nin dedesi de öyle değil midir? Hiç konuşmaz, somurtur, aksi nemrut bir ihtiyardır. Ama en küçücük gönül kırıklığında, en izin vermediği şeylere izin verir. 'Fatma' da öyle biri...
Çok çalıştığınıza değmiş... Makedonca'ya bayağı hakim görünüyorsunuz.
Makedonca-Türkçe deyimler ve atasözleri sözlüklerimiz var. Onları her gün okuyorum. Sürekli not alıyorum. 'Kaynana kalkti gelin oturdu', 'Aç aç ile yattı mı dilenci doğar', 'Ağaçtan maşa fukaradan paşa olmaz' gibi sözleri nerede kullanırım diye düşünüyorum. Boş zamanlarımda da kulağımın dolması için Makedonlar'la içiçe oluyorum.
Dram bile oynasanız izleyici için ekranların gülen yüzüsünüz... Peki gerçekte siz nasıl birisiniz, kendinizi anlatır mısınız?
Hayatım boyunca problemi değil onu çözmeyi severim. Bu konuda biraz tez canlıyım ve çok hızlı bir tempom, sabırsızlığım vardır. Mesleğimi çok sevdiğim için çalışmak benim için en önemli şeydir. Çalışmayınca çok mutsuz oluyorum. Etrafımdakileri üzmemek için onlarla az görüşürüm. Kendime göre kurallarım vardır...
ZORLAYICI BİR İNSANIM
Çalışırken nasıl bir insan olursunuz?
Çok neşeli oluyorum. Çünkü çalışırken insanların birbirlerine gülmelerini, saygı duymalarını, sevmelerini, küçük süprizler yapmalarını seviyorum. Ufak hediyeler vermeyi, eğer hediyem yoksa kağıttan küçük bir gemi yapıp içine bir şey yazıp, onlara doğru uçurmayı seviyorum. Biraz mükemmelliyetçi olduğum için benimle çalışmanın insanları rahatlatan yanları olduğu kadar zorlayan yönleri de vardır. Ama iyi bir arkadaş olduğumu düşünüyorum. Dostlarımı üzecek hiçbir kasti faulüm olmadığını düşünüyorum. Yoksa beni niye sevsinler? Çok nemrutum aslında! (Gülüyor) Alintidir |
|
|
|
vahide ile mustafa
Moderatör
Yaş : 27
Kayıt tarihi : 04/10/08
Mesaj Sayısı : 109
Nerden : bulgaristan
İş/Hobiler : muzik-demi lovato,jonas brothersin hayraniyim
Lakap : nuray samuray
|
Konu: Geri: Sebnem Sonmez Haber ve Roportajlar Paz Ekim 05, 2008 6:24 pm |
|
|
atv'nin ilgiyle izlenen dönem dizisi 'Elveda Rumeli'de canlandırdığı 'Fatma' karakteriyle ekrana dönen Şebnem Sönmez, "Çalışırken çok neşeli oluyorum. Çünkü çalışırken insanların birbirlerine gülmelerini, saygı duymalarını, sevmelerini, küçük süprizler yapmalarını seviyorum" şeklinde konuştu. Probleme değil çözüme odaklandığını anlatan Sönmez, çekimleri Makedonya'da yapılan 'Elveda Rumeli'nin setinden de çok keyif aldığını belirterek, şunları söyledi: "Benimle çalışmanın insanları rahatlatan tarafları olduğu kadar onları zorlayan yanları da vardır. Kolay değilimdir aslında! Nemrutumdur." Geçtiğimiz yaz Açıkhava'da sahnelenen 'Rock Müzikalleri' adlı gösterinin süpervizörlüğünü de yapan Şebnem Sönmez'le 'Elveda Rumeli' ve yeni projelerini konuştuk.
MÜDAVİMİ OLMUŞLAR
* 'Elveda Rumeli'nin çekimleri nasıl gidiyor? Memleketten ayrı kalmak zor geliyor mu size? Gayet düzenli bir şekilde hiçbir şey aksamadan devam ediyor. Makedon ve Türk ekip, sonunda uyum sağladı. Gayet mutluyuz biz orada.
* İlk iki bölümden anlaşıldığına göre farklı bir dizi oldu. Gelen tepkiler nasıl? Birçok yönden farklı bir çalışma yapıyoruz. Hem Türk hem Makedon oyuncularımız var, duygusal yapısı da değişik. Ben ilk bölümü uçakta olduğum için izleyemedim ama Zerrin Sümer, Demet Akbağ gibi dostlarımdan çok güzel şeyler duydum. Dizinin müdavimi olduklarını, başka bir şey seyredemediklerini söylediler. İnternetteki yorumlardan ise 'Elveda Rumeli'nin sevildiğini gördüm.
* Dizi sokakta da konuşulmaya başladı aslında. Özellikle öyle bir köyün olup olmadığı, hala öyle bir çarşının varlığını devam ettirip ettirmediği merak ediliyor. Size de bu tarz sorular geldi mi? Tabii bunları bana da soruyorlar. "Çarşı ne kadar güzel. Hala öyle bir çarşı var mı?" dediler. En çok da dere çekimlerini merak etmişler. Evet, çamaşır yıkanan yer hala var ve biz o harika doğal dekorun önünde oynadık. Orayı gördükten sonra dizinin başka bir yerde çekilme ihtimali bence de yokmuş.
BENİM İÇİN SES ÖNEMLİ
* Dizinin başarısında oyuncuların başarısının yanı sıra mekanlardaki gerçekliğin de etkisi var değil mi? Aynı işi 'Türkiye'de benzer dokuda bir yerde çekebilir miydik?' soruları da vardı. 'Neden olmasın?' bile diyemedim. Çünkü asla olamazdı. El değmemiş bir yer orası. Gerçekten 1890'ların dokusunu bize hissettiren bir doğal atmosfer. Bundan vazgeçilmemesi gerekirdi. Bence de bu doğal ortam ekrana teknik müdahale etmeden yansıtılıyor. Bu harika bir şey.
* 'Fatma' karakterine nasıl hazırlandınız, ne gibi ön çalışmalar yaptınız? Canlandırdığım karakter, benim kulağımda duyduğum melodi olur her zaman. Kendi içimde bir ses duymazsam, o karakteri çıkaramam. Benim için bu ses önemlidir. Kafam hep böyle çalışır. Ben bir ses bulamazsam, bir tavır da bulamam. Bu role hazırlanırken çok fazla insanla konuştum, onları çok dinledim. Nasıl davranıyorlar, birbirlerine baktım. Dil konusunda çok çalıştım. Dil hocamız Zekir Bey'le günde 8 saat çalıştık. 'Fatma' sevgi dolu olmasına rağmen sert ve otoriter bir kadın. İçindeki sevgiyi göstermeye hiç niyeti olmayan bir kadın oynamak zor...
HEIDI'NİN DEDESİ GİBİ
* Normalde dizilerde bu tarz karakterlere 'kötü' damgası vurulur ama size kimse kızmadı. Nedir bunun sırrı? Bu kadın çocuklarının iyi bir gelecek sürmesini istiyor. Çocuklarını bir ömür boyu korumak istemesinin, sevilmesinde etkisi büyük bence. Şefkatli bir kadın ama şefkatini göstermiyor. Heidi'nin dedesi de öyle değil midir? Hiç konuşmaz, somurtur, aksi nemrut bir ihtiyardır. Ama en küçücük gönül kırıklığında, en izin vermediği şeylere izin verir. 'Fatma' da öyle biri...
* Çok çalıştığınıza değmiş... Makedonca'ya bayağı hakim görünüyorsunuz. Makedonca-Türkçe deyimler ve atasözleri sözlüklerimiz var. Onları her gün okuyorum. Sürekli not alıyorum. 'Kaynana kalkti gelin oturdu', 'Aç aç ile yattı mı dilenci doğar', 'Ağaçtan maşa fukaradan paşa olmaz' gibi sözleri nerede kullanırım diye düşünüyorum. Boş zamanlarımda da kulağımın dolması için Makedonlar'la içiçe oluyorum.
* Dram bile oynasanız izleyici için ekranların gülen yüzüsünüz... Peki gerçekte siz nasıl birisiniz, kendinizi anlatırmısınız? Hayatım boyunca problemi değil onu çözmeyi severim. Bu konuda biraz tez canlıyım ve çok hızlı bir tempom, sabırsızlığım vardır. Mesleğimi çok sevdiğim için çalışmak benim için en önemli şeydir. Çalışmayınca çok mutsuz oluyorum. Etrafımdakileri üzmemek için onlarla az görüşürüm. Kendime göre kurallarım vardır...
ZORLAYICI BİR İNSANIM
* Çalışırken nasıl bir insan olursunuz? Çok neşeli oluyorum. Çünkü çalışırken insanların birbirlerine gülmelerini, saygı duymalarını, sevmelerini, küçük süprizler yapmalarını seviyorum. Ufak hediyeler vermeyi, eğer hediyem yoksa kağıttan küçük bir gemi yapıp içine bir şey yazıp, onlara doğru uçurmayı seviyorum. Biraz mükemmelliyetçi olduğum için benimle çalışmanın insanları rahatlatan yanları olduğu kadar zorlayan yönleri de vardır. Ama iyi bir arkadaş olduğumu düşünüyorum. Dostlarımı üzecek hiçbir kasti faulüm olmadığını düşünüyorum. Yoksa beni niye sevsinler? Çok nemrutum aslında! (Gülüyor)
* Geçmişte 'Bir Demet Tiyatro' kadrosunda BKM ile çalıştınız. Şu sıralar bir tiyatro ile bağlantınız var mı? Yok. Ben hiçbir zaman, hiçbir şekilde, hiçbir kurumda uzun süre çalışmamaya yeminliyim. Ben oyuncunun leylek olanını severim! (Gülüyor) Gezecekve her yerde çalışacaksın ama hiçbirşeye alışmayacaksın. Tanışacak, anlaşacak, helalleşecek ve ayrılacaksın. Buna inanıyorumve benim için doğrusu bu.
Erdal Ağabey bir çocuk gibi
* Erdal Özyağcılar'la ilk kez çalışıyorum ama onu çok önceden tanıyormuşum gibi hissediyorum. Onun deneyimi hepimizden fazla ve farklı. Ama çocuk gibi her şeye yeniden başlıyor. O kadar güzel bir şey ki bu... Bir çocuk gibi her şeyi unutup, yeniden başka bir şey öğrenebiliyor.
* Ben biraz daha olgun çocuklardanım galiba... Oyuna hemen kendimi atmam. Ben bakıp, görüp, öğrenerek oynayabilen biriyim. Erdal Ağabey hemen oyunun içerisine kendini atabiliyor. Ben onun tam tersiyim.
* Hande Subaşı'nın neden diziden ayrıldığı konusunda yorum yapmak bana yakışmaz. Hande yolu çok açık olabilecek bir oyuncu. Bence potansiyeli de var. Dilerim güzel güzel istediği yolda yürüsün. Her zaman arkadaşım ve kardeşim olacak.
* Geçen yaz 'Rock Müzikalleri' adlı gösterinin süpervizörlüğünü yaptınız. Demet Evgar'la Pamela'nın öpüşmesi çok konuşulmuştu o dönem... Öpüşmediler ki! Bu yönde çıkan haberlere gülüyorum. O sahne bir kavga sahnesidir. Birbirlerini terkettikleri sahnedir. Bedenleri yakındır ama öpüşme asla yoktur.
* 'Öpüştüler' iddiası projeye zarar verdi mi sizce? Böyle şeyler projeye zarar vermez. Pamela ve Demet aslan gibi oyuncular. Projeye çok inandılar ve sevdiler. O kadar yürekli iki kadın ki onlar, ben "Öpüştürüceğim sizi" desem "Hayır" demezlerdi. Ama öyle bir şeye ihtiyaç yoktu!
* 'Rock Müzikalleri'ni tekrar sahneye koyacak mısınız? Ya da bu tarz projeleriniz olacak mı? Devam etmesini çok istediğim bir iş ve sponsor bulunduğu takdirde devam edecek. Prodüktör Nurcan Karaca da sponsor peşinde. Dilerim birkaç sponsor olur da; arkadaşlar da 2.5 ay ter döktükleri bir projeyi birkaç kez daha devam etme şansı bulurlar. Ama buna benzer projelerimiz var önümüzdeki yıl. Yine Demet Evgar olabilir... |
|
|
|
Gizem
Admin
Yaş : 28
Kayıt tarihi : 03/10/08
Mesaj Sayısı : 321
Nerden : İstanbul
İş/Hobiler : Öğrenci
Lakap : Gazoz
|
Konu: Geri: Sebnem Sonmez Haber ve Roportajlar Cuma Ekim 10, 2008 5:54 pm |
|
|
'Zihniyet değişmiyor'
'Elveda Rumeli' dizisinde rol alan Şebnem Sönmez, azınlıkların birlikte mutlu yaşaması konusunda yıllar geçse de politikaların değişmemesinden şikayetçi.
atv'nin yeni dizisi 'Elveda Rumeli'nin çekimleri için Makedonya'da bulanan Şebnem Sönmez'i İstanbul'da yakaladık. Her halinden heyecanlı ve keyifli olduğu anlaşılan Sönmez'e, 'Elveda Rumeli' hakkında merak edilenleri sorduk. * Dil eğitimi aldığınızı biliyoruz. Kimlerden aldınız? Zekir Bey'den dil eğitimi aldık. Kendisi altmış yaşında. Üsküp'teki Türk Tiyatrosu'nun en yaşlı çalışanı. Zaten bizim resmi olarak dil koçumuz oldu. Bütün teksti Ali Can Bey yazdıktan sonra bize gönderiyor. Biz de Zekir Bey'le üstünden teker teker geçip ifadelerin uygunluğunu konuşuyoruz. * Özel ifadeler, deyişler var mı? Özellikle bunu çok istedik. Harika yapıyor Zekir Bey de. Oranın çok eski atasözleri ve deyimlerini kullanarak anlatıyoruz ki, insanlar bildikleri atasözlerinin nereden kaynaklandığını da anlasınlar. * Niye Elveda Rumeli, sizi çeken neydi bu senaryoda? Bir kere tarihti. İkincisi coğrafyaydı. İkisi bir araya gelince çok enteresan bir cazibesi var. Çünkü insanlara tarihi anlatmanın çok büyük bir önemi olduğuna inanıyorum. Ama bunun nasıl aktarıldığıyla da çok ilgiliyim. Burası da çok sayıda azınlığın bir arada olduğu bir coğrafya. Ve beni en çok ilgilendiren şey, 'İnsanların bir arada mutlu yaşaması niçin mümkün değildir?'. Bu benim kendi sorum zaten. Neden birileri bir şeyler yapıyorlar da insanları birbirine düşürüyor? Aslında insanların birbirleriyle hiçbir problemi yok. Ama politikaların sonucunda bu hale geliniyor. * 2007 Türkiye'si ve 1896 Manastır'ı aynı... Evet aynı öyle... Dekor değişiyor, kostüm değişiyor ama zihniyet değişmiyor. Ve bu beni çok ilgilendiren bir şey. * Oynadığınız karakteri biraz anlatır mısınız? Cazip bir karakter. Çünkü bir yandan benzetebilirsiniz oynadığım diğer karakterlere, enerjisini benzetebilirsiniz ki o zaten bana ait bir şey. Ama Fatma karakterinin diğerlerinden farkı tamamen evin içinde bütün hayatı kotaran, otoriter olduğu çok net, ama hayatla savaşan ve bununla memnun bir kadın. * Makedon oyuncularla aranız nasıl? Harikalar. Yüzde 80 oyuncumuz Makedon. Ve Makedon oyuncular zannediyorum kendi disiplinleriyle alakalı, eğitimleriyle alakalı, Tito'dan itibaren aldıkları çok önemli bir etkiyle alakalı, çok disiplinliler, çok çalışkanlar. Ben önümüzdeki yıllarda başka projelerde de onlarla çalışmak isterim. Oyun da oynayacağız onlarla. * Beraber çalıştığınız genç oyuncularda ışık görüyor musunuz? Vallahi iyi oluyorlar bence, daha da iyi olacaklar. İçlerinde oyunculuğa yeni başlayanlar var. Onlarda ışık var. Onlar devam eder gider. Ama oyunculuğu daha önce denemiş olanlar, tabii daha çok tecrübelenecekler, çok zor işleri. |
|
|
|
|
Sebnem Sonmez Haber ve Roportajlar |
|
|
1 sayfadaki 1 sayfası |
|
|
Bu forumun müsaadesi var: |
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
|
|
|
|
|
|